1. Suriye’de Beşar Esad rejiminin çöküşünü memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye halkını 50 yılı aşkın bir süredir kendilerini yanlış yöneten, yüz binlerce insanı öldüren, milyonlarcasını yoksullaştıran ve yerinden eden ve ülkeyi paramparça eden bir diktatörlüğü nihai yenilgiye uğrattığı için kutluyoruz. Mart 2011’de gerçekleşen demokratik ve halk devrimi nihayet haklı çıkmıştır
2. Suriye halkının omuzlarından büyük bir yük kalkmıştır. Esad’ın düşüşü, dini ya da etnik kökeni ne olursa olsun, bu cani diktatörlüğün yıkıntıları üzerinde yeni, özgür ve bağımsız bir Suriye inşa etmeleri için fırsattır.
3. Rejim devrime, geçtiğimiz on yıl boyunca Suriye’yi harap eden korkunç savaşı başlatarak karşılık verdi. Esad, müttefikleri Rusya, İran ve Hizbullah’ın da yardımıyla, devrimci güçleri askeri olarak ezmeyi başardı. Bununla birlikte halk direnişi zaman içinde rejimin altını öyle oydu ki, Hey’et Tahrir el-Şam (HTŞ) saldırıya geçtiğinde kimse onu savunmaya hazır değildi.
4. Çöküş anı birbiriyle kesişen iç ve dış faktörler tarafından şekillendirildi. Bunlar arasında Rusya’nın Ukrayna’da dikkat dağıtması, İran ve Hizbullah’ın Eylül ayından bu yana İsrail’in saldırılarıyla zayıflaması, rejimin Türkiye ile ilişkileri normalleştirmeyi reddetmesi, müzakere edilmiş herhangi bir siyasi çözüm aramayı reddetmesi ve başta ordu olmak üzere kurumlarının çürümesi ve çökmesi yer alıyor.
5. HTŞ ve diğer muhalif milislerin ilerleyişi Türkiye’nin onayı ve desteği olmadan mümkün olamazdı. Rejim güçleriyle büyük çaplı çatışmalar asgari düzeyde kaldı ve şehirler olağanüstü bir hızla düştü. Şam sadece 12 gün sonra düştü. Askerler ve küçük rütbeli subaylar da dahil olmak üzere rejim güçleri Şam’ı savunmayı reddetti. Askerler silahlarını bırakarak köylerine ve kasabalarına geri döndü. Rejim güçlerinin geri çekildiğini gören kitleler sokaklara akın ederek rejimin düşmesi ve özgürlük için slogan atmaya başladı. Bunu takiben HTŞ’ye bağlı güçler şehirlere doğru harekete geçti.
6. Savaş zaten dış güçlerin Suriye’de nüfuz alanları oluşturmasına izin vermişti. Esad hanedanının kaçmasına rağmen bu durum devam ediyor. Türkiye artık baskın bir etkiye sahip. ABD ve İsrail muhtemelen zayıflamış bir Esad rejiminin Şam’da kalmasını tercih ederdi; ama Esad’ın düşüşünü Lübnan’a yönelik saldırıyla başlayan ‘Ortadoğu’nun yeniden düzenlenmesi’ sürecinin bir parçası olarak görüyorlar. İsrail, Suriye’nin askeri kabiliyetlerini yok etmek için büyük bombardımanlar başlattı, Golan Tepeleri’ndeki kontrolünü pekiştirdi ve yeni topraklar işgal etti. İsrail, kendisine karşı üç kez savaşmış olan Suriye’yi, gelecekteki yönetimi ne olursa olsun, askerden arındırılmış bir devlet haline getirmeyi hedefliyor. ABD de çok sayıda hava saldırısı düzenledi ve Suriye’de kendi yerleşim bölgesini muhafaza ediyor. Bunlar Suriye halkının yeni özgürlüğüne yönelik büyük tehditlerdir.
7. HTŞ şu anda Şam’daki hükümeti kontrol etmekte. Disiplinli ve etkili olmasına rağmen İdlib’de baskıcı ve sosyal muhafazakar politikalar uygulayan cihatçı bir örgüt. Çok az toplumsal tabanı var ve kendi hırsları ve çıkarları ile rakip Suriyeli siyasi güçlerin çıkarları ve dış güçlerin talepleri arasında bir denge kurmaya çalışacak. Bu da daha fazla istikrarsızlık ve çatışma için bir reçete.
8. Suriye kapitalizmine, emperyalist ve bölgesel yağmacılara karşı işçi sınıfının ve daha geniş kitlelerin örgütlenme olanaklarını genişletecek ve güçlendirecek tüm eylemleri destekliyoruz. Devrimci Sol Akım’daki yoldaşlarımızın demokratik bir Suriye’nin hızla inşa edilmesi yönündeki taleplerini destekliyoruz:
1. Kamusal ve bireysel özgürlükleri koruyun: Suriyelilerin büyük fedakârlıklarla kazandığı özgürlükler korunmalıdır. Siyasi, sendikal ve sosyal faaliyetlerin yanı sıra parti, dernek ve sendika kurma ve işletme özgürlüğünün yeniden canlandırılması çağrısında bulunuyoruz. Düşünce, medya, örgütlenme ve protesto özgürlükleri de yeniden tesis edilmelidir.
2. Kapsayıcı bir geçiş hükümeti: Böyle bir hükümet bu özgürlükleri sağlamalı ve korumalı, vatandaşların güvenliğini sağlamalı, mezhepçiliği ve ırkçılığı reddetmeli ve askeri ve güvenlik aygıtını sadece ulusal egemenliği ve sınırları korumaya odaklanacak şekilde yeniden yapılandırmalıdır. Bu geçiş hükümetinin iki temel görevi olacaktır:
– Yeni bir demokratik anayasa taslağı hazırlamak üzere bir kurucu meclis seçilmesi için gerekli koşulların hazırlanması
– Nispi temsile dayalı özgür ve adil parlamento seçimlerinin düzenlenmesi
3. Suriye’deki sol ve demokratik hareketleri birleştirin: Suriyeli kitleler her türlü aktivizm için istekli ve hem eski rejime dönüşü hem de yeni bir mezhepçi otoriter sistemi reddediyor. Sol, bu mücadelelere katılmalı ve emekçi sınıfların ve tüm Suriyelilerin iyiliği için çabaları koordine etmeli, sosyal adalet ve eşitliği sağlayan demokratik, mezhepçi olmayan bir sistem inşa etmelidir.
4. Tüm yabancı işgaline son verilmesi: Tüm yabancı güçlerin Suriye’den çıkarılması ve Golan Tepeleri de dahil olmak üzere işgal altındaki toprakların kurtarılması için çalışın.
5. İsrail işgaline karşı durun: İsrail’in devam eden saldırılarına direnin ve Filistin davasına devrimci ve ilkeli desteği yeniden teyit edin.
9. Türkiye, Suriye’deki tüm askeri operasyonlarına, askeri varlığına ve Suriyeli muhalif güçler ile Suriye’deki Kürt muhalefet arasında gerilim ve çatışma yaratan politikalarına son vermelidir. Suriye’de Kürtler ve diğer halklar arasında yaşanacak bir çatışma yeni bir iç savaşa yol açabilir ve Kürt halkının Suriye’de var olma ve yaşama hakkına yönelik ağır bir saldırıya dönüşebilir. Suriye’deki tüm halklar gibi Kürt halkının da kendi kaderini özgürce belirleyebileceği koşullar yaratılmalı ve Türkiye bu tür gelişmelere müdahale etmemelidir.
10. Avrupa ve Türkiye’deki ana akım politikacılar ve aşırı sağ Esad’ın düşüşüne, Suriyeli mültecilerin evlerine dönmesini talep ederek tepki verdi. Avusturya Suriyelileri sınır dışı etmeyi planladığını açıklarken, Belçika, İngiltere, Fransa, Yunanistan ve Almanya Suriyeli sığınmacı başvurularını durdurdu. Suriyeli mülteciler Esad’ın zulmünün ve göçmen karşıtı ırkçılığın kurbanlarıdır. İstedikleri takdirde evlerine dönme hakkına sahiptirler, ancak aynı zamanda hayatlarını yeniden inşa ettikleri ülkelerde kalmaya karar verme hakkına da sahiptirler. Büyük bir demokratik zaferin daha fazla ırkçı günah keçisi ilan etmek için kullanılması alçaklıktır. Göçmenleri ve mültecileri memnuniyetle karşılıyor ve tüm göç kontrollerini reddediyoruz.
Uluslararası Sosyalist Akım Koordinasyonu